27 Ağustos, 2014

Aardonyx

Aardonyx

 (Afrikaanca aard,"toprak"+ Yunanca onux,"tırnak,pençe") 
Prosauropod dinozorların bir cinsi olup Güney Afrika'daki alt Jura dönemine ait Elliot Formasyonu'ndaki tiptürü olan Aardonyx celestae fosiliyle bilinmektedir. Aadonyx celestae, bu türün bilinen ilk fosil malzemelerini düzenlemiş kişi olan Celeste Yates'in ismiyle anılır. Kol özellikleri prosauropodlar ile sauropodlar arasındaki ara özelliklere sahiptir.

     Bu dinozor cinsi henüz tam olarak yetişkin yaşa erişmemiş ve olgun olmayan iki genç dinozora ait disartikülasyon kemiklerinden biliniyor. Elde edilen malzemeler arasında kraniyal kafatası parçaları, omurga, boyun ve sırt bölgelerine ait olan dorsal ve servikal kaburga kemikleri, gastral karın kemikleri, kuyruk başlangıcındaki şevron kıvrım kemiği, göğse ait pektoral ve pelvis kalça çıkıntıları, arka ve ön ayak kemikleri, manus el kemiği, distal ayak kemikleri bulunmuştur. Sınırlı lokal bağlantılarda tek yoğun birikimler halinde görülen bu kemiklerin varlığı bunların oldukça tamamlanmış bir karkas bina iskeletinden geldiğini göstermektedir. Kemik gelişimden elde edilen bulgulara göre her iki bireyin ölüm anlarında, toplanılan kemiklerin dış zarında yer alması gereken periferik çizgilerin veya buna dair kalıntıların olmayışı yüzünden en az 10 yaşında oldukları tahmin edilmektedir. Ölüm anında henüz yetişkin bir yaşa giremediklerinin diğer bir kanıtı da skapula kürek kemiğinin artiküler eklem uçlarında kireçlenmiş kıkırdak oluşumudur.


Giraffatitan


     Giraffatitan

    Giraffatitan'ın anlamı "dev zürafa" olup günümüzden yaklaşık 150 milyon yıl önce Jura Devri'nde (Kimmerisiyen-Titoniyen aşamalarında) yaşamış ve sauropod dinozorlar grubu içinde yer alan bir cins ismi.Giraffatitan yeryüzündeki yaşamış olan en büyük canlılardan biridir.

-Giraffatitan, uzun boyunlu ve bacaklı, göreceli olarak küçük bir beyine sahip dört ayak üzerinde yol alan ve otçul olarak beslenen sauropod grubuna dahil bir dinozordu. Zürafaya benzer bir vücuda sahip olup ön ayakları ve boynu vücudunun diğer bölümlerine oranla çok uzundu.


    Baş iskeletinde ön taraftaki gözleri çevreleyen uzun bir kemere sahip olup bu kemer kemikli burun delikleriyle diğer bazı boş deliklere bağlanmıştı ve tornavidaya benzer spatula tipi dişlere sahipti. Ön ayağındaki ilk parmakla arka ayağındaki ilk üç parmağı pençeliydi.Geleneksel olarak göze çarpan yüksek tepeli baş iskelet yapısı tipik olarak sadece Giraffatitan brancainin de dahil olduğu Brachiosaurus cinsine ait bir özellik olarak görülmüştü ama bilinen Brachiosaurus kalıntıları içinde sadece Tanzanya'da bulunan türlerde bu özelliğin var olduğu saptandığı için Brachiosauruslar artık Giraffatitan cinsine dahil edilmiştir.

    Berlin Doğa Bilimleri Müzesi'nde halka sergilenen ünlü ve tanınmış Giraffatitan brancai örneği, Guinness Rekorlar Kitabı'nda da belgelendiği ve belirtildiği gibi gerçekten dünyada sergilenmiş olan en uzun ve en büyük iskelet rekoruna sahiptir. 1909'dan başlayarak Werner Janensch Afrika'da Tanzanya'da G. brancai örneğine ait olan birçok ek parçalar bulmuş ve sonunda bugün gördüğümüz bu eksiksiz iskeleti başarılı bir şekilde inşa edebilmiştir.

Dinozorların Uzun Süre Yaşamalarının Nedenleri

Dinozorların 231.4 milyon yıl kadar yaşamasının sebeplerini şöyle açıklayabiliriz:
  1. Çevreye uyum sağladılar.
  2. Puflu ve su geçirmez derileri sayesinde korundular ve kuru kaldılar.
  3. Sert kabuklu yumurtaları sayesinde pek çok yavru yaşadı.
  4. O dönemde yaşayan diğer hayvanlara oranla daha kolay yürüdüklerinden kolayca yiyecek bulup, düşmanlarından kaçtılar.
  5. Bazı dinozorlar ot, bazıları da et yediklerinden yiyecek sıkıntısı çekmediler.
      6.Zamanının en güçlü türlerinden biri oldukları için diğer türde hayvanlar onlara karışmadılar
      Yeryüzünde çok sayıda dinozor türü bulunmaktaydı (850 civarında). Bunlardan kimi bitkilerle beslenirken (sauropod), kimi et yiyordu (theropod). En kalabalık otçul dinozor türleri, apatosaurus ve brachiosaur idi. Bunlar gelmiş geçmiş en büyük hayvanlardandı. Örneğin apatosaurus 30 ton ağırlık ve 21 metre uzunluğa ulaşabiliyordu. Ama T-Rex örneğinin en küçüğünün 19,4 metre olduğunu gördüler. Üstelik carnotaurus boynuzlu, çok görülmeyen türlerdendi. Ayrıca ceratosaurus türünün küçük ayakları vardı ama çok ölümcüldü. Diğer otçul dinozorlar, kendilerini etçil dinozorlardan korumaya yarayacak özel silahlara sahipti. Örneğin triceratops, başında üç boynuz taşırken, ankylosaurus çıkıntılı kemiklerle korunuyor, styracosaurus’un kuyruğunda ise sivri dikenler bulunuyordu.
-Tabiki bazı kısa bacaklı dinozorlar vardı. Bunlardan deinonychus gibi ve kuzeni oviraptor gibi dinozorlar örnek verilebilir. Bu dinozorlar süratli ve yırtıcı olabilir.
-Etçil dinozorlar, tıpkı insanlar gibi arka ayaklarının üzerinde yürüyorlardı. Ön ayakları çok küçüktüler.Spinosaurus, Tyrannosaurus, Carnotaurus gibi bazıları son derece büyükken, Compsognathus (yaklaşık 5,5 kg ve 60 cm) gibileri de son derece küçüktü.
-Dinozorların yumurtaları oldukça kalın kabukluydu. Bu kabuk içerisindeki yavruyu koruyor ve içindeki özel bağ sayesinde yavru güven içinde büyüyordu.
-Dinozorlarla aynı dönemde pterosaurus, archaeopteryx gibi uçabilen canlılar da vardı, ama bunlar dinozorlarla çok yakından ilgili değildi.Aynızamanda ichthyosaurus ve plesiosaurus gibi çok sayıda yüzebilen sürüngen de vardı. Ama bunlar da dinozorlarla yakın bir ilintiye sahip değillerdi.




25 Ağustos, 2014

Dinozorların Sınıflandırılması

Dinozorların sınıflandırılması
   Genel olarak ilk takson sınıflandırması Aristotales tarafından yapılmışken, “Sir Richard Owen” in korkunç güçlü kertenkele anlamına gelen “Dinosauria”  terimini bilim dünyasına kazandırmasıyla ve Iguanodon,Megalosaurus, ve Hylaeosaurusu ‘kertenkele sürüngenlerin familyası ve alt takımı’ şeklinde 1842 yılında ayırmasıyla başlamıştır. 
    1887 ve 1888 yıllarında Harry Seeley dinozorları kalça yapılarına göre kertenkele benzeri kalçalı Saurischia dinozorlar ve kuş benzeri kalçalı Ornithischia dinozorlar olarak ikiye ayırmıştır. Bu ayrımlarla dinozorların taksonomisindeki pek çok sismik değişiklikleri içeren kalıcı bir form oluşturulmuştur.
   En büyük değişim entomolog “Willi Hennig” 1950 yılında yeni bir form, “Kladistik” olarak bilinen, sistemi oluşturmasıyla başlanmıştır. Mevcut fosil örnekleriyle titiz karakter analizleri yapılarak farklı gruplardaki hayvanlar arasındaki evrimsel ilişkiler belirlenmektedir. 1990'lı yıllarda bilgisayar tabanlı kladistik sınıflandırmalar yapılmaya başlandığında, paleontologlar arasında ilk zoologlar bu sistemi kullanmaya başlamıştır.Yeni keşifler üzerinde yapılan aşamalı inceleme ve çalışmalarla dinozorlar ve taksonlar arasındaki belirsiz ilişkiler 2000'li yılların ortalarından itibaren sağlam sonuçlar vermeye başlamıştır. Kladistik sistem, paleontoloji uzmanları tarafından yaygın olarak sınıflandırmada kullanırken, özellikle popüler yayınlarda Lineen (Linnaean) sistemi tercih edilmektedir.





Dinozorların Yok Olma Nedenleri

    
    Mutlaka düşünmüşsünüzdür neden ya da nasıl yok oldu bu dev sürüngenler, kim tarafından, ne için? 
     Klasik olarak ortaya atılmış bir sebep var ortada, dinozorlar’ı göktaşı yok etti ve neslini tüketen sebep buydu. Evet şu ana kadar herkes buna inanıyor ve bunun üzerine yoğunlaşmıştı. Fakat son zamanlarda ortaya atılan bir iddia sanırım bu teoriyi çürütmek için hızlıca yol almaya başladı bile…
Hindistan ve Meksika’nın birçok bölgesinde inecelenen kaya paraçları ve örnekleri bu araştırmacının dinozorları yok eden, neslini tüketen yanardağlardı yorumunu ortaya koydu. Farklı alanlarda yapılan birçok araştırma gösterdi ki göktaşlarının yeryüzüne çarpması sonucu fosilleşmenin ve yok oluşlarının çok sonra gerçekleştiğini ortaya koymuştur.Araştırmacı direkt olarak dinozorları yanardağların yok ettiğini öne sürmüyor, bu sadece bir başlangıç, bir akıl yürütme ve bilimin ilerlemesinde yardımcı olacak bir araştırma şeklinde yorumluyor.

  Gerekçesinde ise;
Büyük yanardağların ısınıp,patlaması sonucu bu dönemde yaşayan dev sürüngenler yanardağ çevresinde daha verimli yiyeceklerden faydalanmak amaçlı yaşamaktaydılar. Büyük patlamalar sonucu dinozor neslinin etkilendiğini ve büyük bir etken olduğunu belirtiyor. Ortak bir karar henüz alınabilmiş değil dinozorlar gizemini hala korumakta fakat bir ortak nokta ise şu bana kalırsa; Dinozorların yok oluşu ve birdenbire yok oluşu özellikle, dev bir doğa olayının patlak vermesi sonucu kitlesel yok oluş üzerinde ortak fikre sahip olunması.




Dinozorlar Hakkında Genel Bilgi

  
     Dinozorlar

     231.4 milyon yıl civarında dünya hayatına egemen olmuş hayvanlardır. Dinozor,Yunancada korkunç kertenkele anlamına gelen iki sözcüğün birleştirilmesinden oluşturulmuştur. Bunun nedeni, geçmişte bilimadamlarının dinozorları bir cins kertenkele sanmalarıdır. Türkçede yaygın fakat yanlış olarak dinazor diye yazıldığı da olur. Dinozorlar yeryüzünde ilk kez 230-225 milyon yıl önce göründüler. 135 milyon yıl önce ise, çok sayıda dinozor türünün nesli tükenmişti.